MOBİLYA VE DAYANIKLI TÜKETİM SEKTÖR KURULU

MOBİLYA VE DAYANIKLI TÜKETİM SEKTÖR KURULU BAŞKANI SAİM BIÇAK

BAŞKAN'I TAKİP EDİN

Mobilya sektörü Türkiye’nin en eski ve en gelişen sektörlerinden biridir ve sanayi katma değer açısından da ülkemizin önde gelen sektörlerinden olup ihracatta yerli kaynakları en çok kullanan ve ithal ürünlere bağımlılığı en az olan sektörlerden biri olarak ekonomiye katkısı artarak devam etmektedir.

Mobilya sanayi, yarattığı “katma değer” ile ülkemizde stratejik bir önem taşımaktadır. Türk mobilya sanayinin sahip olduğu stratejik önem ve yüksek istihdam potansiyelinin bu açıdan dikkatle ele alınması gerekmektedir. Mobilya, özellikleri bakımından tüm dünya kültürleri tarafından kullanıldığından, son yıllarda artan rekabet karşısında ekonomik ölçekte ve dünya standartlarında üretim yapan tesisler kurulmuş ve bayilik teşkilatlarıyla ülke iç piyasasına ve dünyaya ürün satar konuma ulaşmış bulunmaktadır.  

 

  • 2022 verilerine göre mobilya sektörü imalat sanayi içinde 20.867 işletme ile dördüncü, yarattığı 165.118 kişilik istihdam ile yedinci sırada yer almaktadır.
  • Mobilya sektörü net ihracatçı konumundadır.
  • Nihai ürün üretiminde ithal girdi kullanımı oldukça sınırlı olmakla birlikte, sektöre ara malı sağlayan mobilya yan sanayiinde başta endüstriyel odun olmak üzere ithalata bağımlılık söz konusudur.
  •  Sektör; ağaç ürünleri, tekstil, ve çelik profil sektörlerinden girdi kullanmakta olup, son yıllarda hızla gelişen bir yan sanayiine sahiptir.
  • Üretiminin %70’ini yurt içine satan mobilya sektöründe büyüme eğilimi yukarı yönlü olmakla birlikte, yurt içi ve yurt dışı talep koşullarının son yıllarda görece zayıf seyri sektörün potansiyeline ulaşmasını engellemektedir.
  • İstihdam yaratma kapasite açısından Türkiye’nin en önemli sektörlerinden olan mobilya sektörü yurt genelinde faaliyet göstermekle birlikte, bölgesel kümelenmenin en fazla yaşandığı sektörlerden biridir. Mobilya üretimi yıllar içinde Kayseri, Ankara, Bursa ve İstanbul’da yoğunlaşmış, buna bağlı olarak da sektöre girdi sağlayan mobilya yan sanayii de bu şehirlerde yatırımlarda bulunmuştur.
  • · Teknoloji ve sermaye kullanımının düşük olduğu sektörde son yıllarda tasarım ürünlerine olan talebin artması yüksek teknolojili makinelerin sektörde kullanılmaya başlamasına neden olmuştur. Önümüzdeki yıllarda tasarım ürünlerine ve fonksiyonel ürünlere olan talebin artacağı düşünüldüğünde sektörde sermaye yoğun yapıya sahip işletmelerin öne çıkabileceği düşünülmektedir. Halihazırda Uzak Doğu’lu üreticilerle rekabet etmekte zorlanan sektörde makineleşmenin yaygınlaşmasının sektörün rekabet gücünü olumlu etkilemesi bekleniyor
  •  2001 ve sonrasında ekonomik ve sosyal alanda yaşanan iyileşmeler, konut sektöründeki ve konut projelerindeki hızlı artış, ofis kullanımının yaygınlaşması sadece mobilyaya olan talebi artırmamış, aynı zamanda da modern ve fonksiyonel mobilyaya olan talebin de gelişmesine yardımcı olmuştur.
  •  Sektörün faaliyet kârlılığının yıllar itibarıyla belli bir düzeyi koruduğu görülmektedir. İç talebin dengeli seyrinin bu duruma destek sağladığı bilinse de sektörün küresel kriz sonrası pazar çeşitlendirmesi konusundaki başarısı sektörün sürdürülebilirliği açısından önemli olmuştur. Kârlılıkta görülen istikrarlı yapı diğer imalat sektörleriyle kıyaslandığında mobilya sektörünü bir adım öne çıkarmaktadır. Öte yandan, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde finansmana erişim konusundaki sıkıntılar, ekonomik dalgalanma dönemlerinde söz konusu şirketleri risk altında bırakmaktadır.
  •  Sektör ihraç pazarlarında karşılaşabileceği sorunların yaratacağı kaybı iç talep ile telafi edebilecek esnekliğe sahiptir. Çevre ülkelerle yaşanabilecek sorunlar sektörün ihracatını olumsuz etkilese dahi, yurt içi talep koşullarında bir kötüleşme olmadığı müddetçe sektörün satış güçlüğü çekmeyeceği düşünülmektedir.